Ebe hemşire acil düğmesine basıp tüm ebeleri ve iki doktoru başımıza topladı. Doktorlar ultrason aletiyle karnımı izlemeye girişti, ebelerden biri vajinadan bebeği uyarıyor, diğeri tansiyonuma bakıyor, öbürü damar yolundan sancı kesici ilaç veriyor, bir diğeri sürekli başımı okşayıp onunla birlikte derin nefes almamı söylüyordu. Yattığım yerden eşimi göremiyordum. Neler olduğunu bilmiyordum, tek anladığım bebeğin kalp atışlarında problem olduğuydu…
Ben endişelendim; ama o an derin nefes alıp vermekten başka birşey düşünmek, kötü düşünmek istemiyordum. Kaç dakika bu şekilde sürdü bilmiyorum. Ebelerin ve doktorların konuşmalarından birşey anlamıyordum. Yüzlerine bakıp tahmin etmeye çalışıyordum neler olduğunu. Telaşlı oldukları apaçıktı; ama benimle gözgöze geldiklerinde gülümseyip çok iyi nefes aldığımı, aynen böyle devam etmemi söylüyorlardı.
Bana bir asır gibi gelen bu süre sonunda doktorlar benimle ilgilenen ebeye birşeyler söyledi. Ebe de bana, beni sezeryana almak zorunda olduklarını, bebeğin strese girdiğini söyledi. O sırada yattığım yatak odadan dışarı çıkarılıyordu bile. Bir yandan derin nefes almaya devam edip - biliyordum ki bu şekilde bebeğime yardımcı olabilir ve korkumu, endişemi giderebilirdim - bir yandan da ebeye ‘Beni uyutacak mısınız?’ diye sordum.
Epidural ve spinal için vakit olmadığını, hemen ameliyata alınacağımı söylerken ameliyathane kapısındaydık. O sırada nihayet eşimi gördüm. Kimbilir o da ne kadar endişelenmişti? Ona ‘Beni bayıltacaklar, ben ayılana dek bebeğin yanından sakın ayrılma, onu yalnız bırakma’ dedim.
Şimdi yazarken çok duygulanıyorum; ama o ana dek gerçekten de çok cesurdum. Beni ameliyathane masasına aldıklarında hala bir yandan vajinal uyarma, diğer yandan tansiyon ölçümü devam etmekteydi. Sonra titremeye başladım. Üşümüyordum; ama kendimi durduramadığım bir titreme geldi. Zangır zangır ellerim, kollarım, bacaklarım, tüm vücudum sallanıyordu. İki kolum yana açıldı, birinde birşey öbüründe başka birşey bağlıydı. Bana ameliyat ile ilgili bir kağıt imzalattılar. Anestezi yapacak bayan gelip kendini tanıttı.
Niye hala beni bayıltmıyorlar diye telaşlanmaya başladım. ‘Haydi, uyutun, kesin bir an önce bebeğimi çıkarın’ diyordum içimden sürekli. Dışarıdan ise nefes almaya devam ediyordum; sanki bir an nefes alma düzenini bozarsam herşeyi mahvedecekmişim gibi geliyordu...
Devam edecek...
Offf! Cok benzer dogum hikayelerimiz! Goz yaslarimi tutamadim. Bende her sey cok daha hizliydi sanki. Bebegin kalp atislarinin azaldigini duydugumdaki hisleri anlatamam. Yatağın operasyon odasına goturulmesini de. Uyandigimdaki bosluk hissi...
YanıtlaSilSonuc onemli tabii ki, saglikli bir sekilde geldiler. Hep saglikla buyusunler. Zor olmus, ama ustesinden gelebilmissin. Gozunuz aydin tekrar.
Evet, geçmiş olsun diyoruz. Neyse ki hastane ortamındaydık. Ve sağlıklı bebeklerimiz var...
Sil