21 Kasım 2013 Perşembe

Üzüldüm Galiba

Kızkardeşim hamile, 8 haftalık. Çok sevindim. epeydir uğraşıyorlardı. Esas mesele, biz de geçen ay bebek dansına başlamıştık. Ya tutarsa? Kızkardeşimi doğum zamanı göremezdim ve tabii minik, ilk ve tek yeğenimi de.

Oğlum çok bir deliydi son haftalarda. Çıldırttı beni. Ne ikincisi yahu deli miyim dedim...

Annem ikinciyi düşündüğümü öğrenince kafana huni takıp gezersin artık dedi. Bu tüm umutlarımı altüst etti. Hamile kalırsam sevinirim, kalmazsam da üzülmem diye düşündüm.

Bu olaylar üzerine birkaç gün önce eşimle tartıştık. Benim hormonlar ya regl ya da bebek dolayısıyla had safhada zaten. Ona ne oluyorsa? Üzerime gelmeden edemedi. Yangına körükle gitmek işte... Tartışma esnasında eşime bir de kalkıp ikinciyi yapalım diyoruz, diye söylendim.

Dedim ben manyak mıyım? Niye ikinci bebeği istiyorum ki. Zaten yeterince dert var başımda. Ne gerek var daha büyük bir derde?

Bu sabah regl oldum. Farkettim ki azıcık üzüldüm. Demek ki istiyormuşum ikinci bebeği, ne olursa olsun...

En doğurgan dönemimde, üstelik birkaç kez yapınca bebek dansını, acaba-lar gelmeye başladı aklıma:
- Acaba yaşımdan dolayı(36) sağlıklı yumurtam kalmadı mı?
- Acaba spermler yeterince sağlıklı mı? (Erkeklerde spermler zamanla kuvvetsizleşiyormuş)
- Acaba doğumda (acil epidural) rahimde, orda burda bir sorun mu oluştu?

Falan filan. Bakalım... Görüyorum ki iki numara için henüz pes etmeyeceğim.

20 Kasım 2013 Çarşamba

Deli miyim?

Geçen ay hamile kalıp kalmadığımı öğrenmem için son bir hafta. İşin kötüsü anneme iki numaradan bahsettiğimde bana Deli misin? dedi. Kafana huni takıp gezersin artık diye söylendi.

Doğruluk payı olduğunu düşünmeye başladım. Dışardan bakınca pek belli olmuyor belki?

İçerde bu ara fırtınalar kopuyor... Bir yandan bıraktığım iş hayatım batıyor. Bir yandan sadece Alaz'a ve eşime bağımlı sosyal hayatım canımı yakıyor. Zaten gurbet ellerde doğru düzgün arkadaş bulmak zorken, bir de temelli eve kapandım, çıkamayacağım gibi geliyor. Bazen ya ikisi birden beni terkederse, ben onlara ömrümü adamışken diyorum... Üzülüyorum.

Sonuçta biri tam zamanlı okula başlayacak, ailesi önemli olsa da akşamdan akşama görüşeceğiz belki? Bir de kalkmış yeni bir bebek daha yapayım, eve kapanıp onun da uykuları, yemeği diye geride kalan 3-5 tel saçımı daha dökeyim diye düşünmeme hayret ediyorum. Üstelik etrafımda yardımcı kimse yokken, eşim dışında... Eşimse oğlum doğduğundan bu yana iş hayatında başarıdan başarıya koşuyor, sosyal hayatı eskisi gibi olmasa da, hobileri, iş yemekleri, iş gezileri devam ediyor. Olan bana oluyor gibi bir his var içimde. Bu da benim canımı yakıyor. Belki bana öyle geliyor, belki hassas dönemlerdeyim; ama daha farklı hissedemiyorum. Kendime nasıl yardım edebilirim onu düşünüyorum...

Şarkılar

Ağzından müzik eksik olmuyor bizim oğlanın. Belki yaşı gereği, duyduğu her şarkıyı ezberleyene dek tekrarlatıyor, ardından da söylemeye başlıyor.



Geçen hafta Türkiye'deydik. Sokağa çıkarken başlıyor şarkılara, bazen İngilizce, bazen Türkçe. Evde oyuna dalmışken söylüyor mırıl mırıl şarkılarını bazen de bilerek sözlerini değiştirip. Yolda yürürken dahi susmuyor, bizim kulaklarımız yoruluyor dinlerken, o söylemekten yorulmuyor.

Sonra bu resmi gördüm. Şarkı söyleyen çocuk mutludur diye. Mutlu oldum. Şimdi sustuğu vakit meraklanıyorum mutsuz mu diye... Farkındayım en çok yemek masasında şarkı söylemek geliyor içinden. Kızıyorum ister istemez... Ne de olsa ağzını yemek için açacağına, şarkı söylemek için açıyor. Yemek vakti mutlu oluyor diye sevinmeli miyim? Yemeği kaytarıyor diye üzülmeli mi? Kreşte de aynısını yapıyormuş, yemek yemeyi bırakıp şarkılar söylüyormuş... Hay gidi kerata!

9 Kasım 2013 Cumartesi

Günün En Güzel Anı

Günün en güzel anı, öğle vakti. Oğlumun anne benim uykum geldi dediği vakit. Anne hadi uyuyalım dediği vakit.

Beraber çarşafın, battaniyenin altına girmek, önce kıkırdamak, sarılmak. Yorgunsa annenin uykuya dalması, oğlanın bıcır bıcır şarkıları muhabbeti eşliğinde. Anne yorgun değilse, bazen masal atlatmak, son zamanlarda çadır yapmak. Oğlanın bir annenin üzerine çıkıp yatması, bir yastığa kafasını koyması, sonra birkaç öpücük kondurması, karşılığını beklemesi. Bazen anne senin göbeğine yatcam diyerek kafasını göğsüme koyması. Anne gözlerini kapatıp uyumuş numarası yaparken, oğlanın elleriyle havada hareketler çizmesi bazen örtüleri tekmelemesi, annenin Şşşş... demesi ardından sessizliğe bürünmesi ve öpücük kondurması, bazen anne uyumadan uykuya dalması.

Günün en güzel, en saf, en mutlu anı son bir senedir bana. Kimseyle paylaşmak istemediğim, işim varsa o uykuya dalana dek yanında kaldığım ve sessizce yanından kalktığım zamanlar. Ve biliyorum ki gün gelecek öğle uykularını istemeyecek 28 aylık oğlum.

1 Kasım 2013 Cuma

Olan Oldu!

İçimden dışımdan kahkahalar atasım geliyor. Atıyorum da...

Geçen ay bebek yapımınına, oğlumuza kardeş getirme çalışmalarına başlamıştık. Bekleme süresinde, o 10-15 günde başım döndü, midem kalktı, ağzımda acayip çirkin, acımsı, metalimsi tatlar belirdi falan filan.

Ben o beklemenin son günlerindeyken eşimden bir mesaj geldi; 'Olan oldu!' diye. Nedir, ne oldu diye düşünmem ve farketmem birkaç saniye sürdü. Bizim gelin hamileydi. Yani eşimin erkek kardeşi bebek bekliyordu. 11 haftalıktı gebeliği. Çok sevindik; çünkü ilk bebekleriydi. Bir yandan da eşimle kıs kıs güldük, eyvah ya ben de hamileysem diye.

Birkaç gün sonra benim tüm hamilelik belirtilerim yerini regle bıraktı. Neyse dedik, öbür ay deneriz.

Dün akşam eşim bir arkadaşının hamile haberini daha verdi. Sonra 'Ya biz ne zaman yapacağız? Ben bebek kokusu özledim, bizim oğlan sıpa oldu artık' dedi. Açtık takvime baktık. Bu ay da çiftleşme dönemi eşimin iş seyahatinde olduğu zamana denk geliyor, iyi mi? Neyse yeni yıla kısmet derken...

Bu sabah kendi kızkardeşimden mesaj aldım. O da 5 haftalık hamile! İçim pırpır etti. Teyze olma şansım doğdu. İlk (ikinci) kez.

Geçen sene hamile kaldığında düşük yapmıştı 6-7 haftalıkken. Zaten bir senedir uğraşmaktaydı o zamanlar. Çok üzülmüştük ve ben bundan sonra hamile kalmasam da olur, yeter ki onun bebeği olsun dedim defalarca dualarımda. Ben zaten anneliği tattım, o da tatsın dedim hep. Sonunda çok şükür gene hamile kaldı. Umarım bu kez sağlıklı bir hamilelik olur, çabucak şu tehlikeli günleri atlatır ve bebeğini kucağına almak nasip olur.

Ben de artık hala şans eseri hamile kalırsam bu yakınlarda... Kayınvalidem öbür gelinde, annem kızkardeşimde ve epeydir aklıma gelen ikisinin de hamileliğini bilmediğim vakitlerde içimden geçen şu cümle: Bize kimse yardıma gelmez ikinci bebek diye.