29 Mart 2014 Cumartesi

Bugün

Doktor randevusu vardı. Rica ettimdi ön ultrason için, boşu boşuna haftalarca içimde ölü fetüs taşımamak için. 

Mide şikayetlerinden belliydi bizi terketmeyeceğin; ama ne güzel oldu kalp atışını ekranda görmemiz. Doktorun 7+2 diyerek günü tutturması.

Baban kahve içelim gel başbaşa dedi. Abin, oğlum kreşteydi. Elele tutuştuk, gözgöze bakıştık, sana isim düşündük. Geçende oğlum; Little Johny Dory olsun demişti, en sevdiği kitap Tiddler'da bir balık.

Cinsiyetini öğrenmeyelim diye düşünüyorum şimdilik. Bakalım?... 

Hoşgeliyorsun hayatımıza henüz mercimek tanesi kadar olsan da...

22 Mart 2014 Cumartesi

Oğlumu İhmal Etmek?

Öyle sürünüyorum ki, sabahtan öğle saatlerine dek sürekli yatar haldeyim.

Bazen oğlumu şimdiden ihmal etmeye başladım gibi endişeler sarıyor beni. Üzülüyorum. Hamile olmasaydım, ya da bu halde hissetmeseydim kendimi, onunla bu güzel bahar günlerinde parklarda koşturuyor olacaktık belki. Şimdiyse, öğle olsun yatıp uyuyalım diye gözlerinin içine bakıyorum.

Şimdiden iki bebeğe birden yetemiyorum gibi geliyor. Bu ilk haftalar bu kadar zorlu muymuş?

Oğlum öte yandan, öyle tatlı ki. Dans ediyor, her gün yeni bir cümle ile bizi şaşırtıyor. Zürih gezimiz sonrasında 'Olmanca' dediği Almanca konuşmaya başlayadı. Elbette uyduruyor; ama çok da tatlı uyduruyor.

Tiddler isimli kitabını bana okuyor. Her bir cümlesini ezberlemiş neredeyse.
Gece uykusu öncesi öpücüklere boğuyor.
Bana su bile getiriyor.
Babasını, işten edamame getirsin diye tembihliyor.
Tabii arada ciyak ciyak bağırıp sinirlendiği de oluyor oyuncaklarına veya yapamadığı şeylere.
Oynamak en büyük işi.

Onu ikinci bebek için ihmal etmek aklımdan geçen en son şey. Sağlığım yerinde olsun bu hamilelikte, bebeğin de. Hepimize yeteceğim umarım...

21 Mart 2014 Cuma

6 Hafta Doldu

Ve mide bulantıları, sabah öğürmesi başladı.
Halsizlik had safhada. Tüm gün yatıp otursam da kolumu kıpırdatmaya halim yok. 

Midem sürekli garip. Ekşiyor gibi, yanıyor gibi, kalkık gibi.
Geçen gün oğlum okuldayken 2 saat, o gelince onunla da 2 saat uyudum ve üstelik akşam da uyudum. Sürekli sürünme halindeyim.

Oğlumda böyle miydim bilmiyorum, işe gidiyordum ve kafam meşguldu belki anlamadım. Yoksa ikinci gebelik daha zor geçiyor denilebilir mi?

19 Mart 2014 Çarşamba

6. Hafta

Zürih'teyiz. Yorgunluktan mı uykusuzluktan mı yoksa gebelikten mi midem kötü oluyor bilemiyorum.

Oğlum harika vakit geçiriyor; çünkü hava harika ve sabahtan gün batımına dek sokaklarda, açıkhavadayız. Zürih'e taşınma fikri aklımıza gireli 4 ay oluyor. Kesin olarak geliyoruz gibi. Burada turist gibi yaşayacağımız kesin. Ne yazılı metinleri ne de konuşulanları anlıyoruz çünkü.

İngiltere'yi bırakmak ayrı bir karar. Öyle alışmışız ki. Öyle biliyoruz ki herşeyini. Türkiye'den bile daha çok vatan olmuş bize sanki. 

Zürih'e gelirsek Londra'yı özleyeceğiz, Londra'da kalırsak Zürih'te neler kaçırdık diye üzüleceğiz. Zor karar...

18 Mart 2014 Salı

Mart Ayı

Zürih'teyiz. Yorgunluktan mı uykusuzluktan mı yoksa gebelikten mi midem kötü oluyor bilemiyorum.

Oğlum harika vakit geçiriyor; çünkü hava harika ve sabahtan gün batımına dek sokaklarda, açıkhavadayız. Zürih'e taşınma fikri aklımıza gireli 4 ay oluyor. Kesin olarak geliyoruz gibi. Burada turist gibi yaşayacağımız kesin. Ne yazılı metinleri ne de konuşulanları anlıyoruz çünkü.

İngiltere'yi bırakmak ayrı bir karar. Öyle alışmışız ki. Öyle biliyoruz ki herşeyini. Türkiye'den bile daha çok vatan olmuş bize sanki. 

Zürih'e gelirsek Londra'yı özleyeceğiz, Londra'da kalırsak Zürih'te neler kaçırdık diye üzüleceğiz. Zor karar...

11 Mart 2014 Salı

Korkular

Epeydir korku duygusunu biliyor, nereden biliyorsa?

Hiçbir hayvandan, eşyadan, hayali yaratıktan korkunç olarak bahsetmedik; ama o biliyor korkacağını. Seslerden ürküyor ilk başta. İnek möö-sünden, horoz üüürüü-sünden geçen yazdan beri. Havlayan köpekten korkuyor; ama evdeki köpeğe etmediği işkence kalmıyor.

Bazen garip şeylerden korkuyor. Az önce karıncadan korktuğunu söyledi. Halbuki gerçek bir karınca görmedi. Dün Monkey Music dersinde oyuncak siyah bacakları sallanan bir karınca vardı, ona taktı. Cars filmindeki biçerdöver Frank'ten korkuyor. Neydi o korkunçlu arabanın ismi diye soruyor. Bir ara motoz baliii dediği vatoza takmıştı.

Garip çocuk, komik çocuk...

İki Numara Farkı

Bugün/yarın 5. hafta doluyor. Yorgunluk ve uyku hali dışında, tabii bir de devasa acılı göğüsler pek şikayetim yok.

İki numara, bir numaranın üzerine gelince daha bir yorgunluk mu çöküyor nedir? Bazen kolumu kaldıracak halim kalmıyor. Sabah 6-6:30'da oğlum uyanmasa da ben uyanıyorum birkaç haftadır. Yorgunluk haliyle birlikte öğle uyku saatini iple çekiyorum. Oğlumla sarmaş dolaş yatıp uyuyoruz. Hatta o bazen benim uykum yok diyor, ama ben o daha kıpırdarken sızıyorum.

Öte yandan hamileymişim gibi gelmiyor. Sabah uyandığımda midem hafif garipsiyor, ateşim 37'lere yaklaşıyor. Bunlar iyiye işaret elbette. Babası da ben de olaya henüz kendimizi kaptırmadık, tıpkı oğlumda olduğu gibi. Hücre'nin bize kötü sürprizi hevesimizi kursağımızda bırakma olayı içimizi yakmasın diye belki de günde birkaç defa ancak bahsi geçiyor. Tabii bir de oğlum var, o yanımızdayken zaten başka birşey konuşamıyoruz, konuşturmuyor.

Dün doktora gidip, durumu ilettim. Geçmiş hamilelik olaylarından bahsedip mümkünse 6-7 hafta gibi ultrason yapmalarını rica ettim. Hamileliğim sonlandığı halde vücudumun farkına varmadığı zamanların ne acımaz olduğu söyledim. Doktor çok olumlu karşıladı bu isteğimi. Ay sonunda umarım kalp atışı göreceğiz.

İki numara, senden bahsetmesek de, seni henüz tam anlamıyla hayatımıza almamış olsak da, günden güne emin ol çok seveceğiz ve gün gelecek her an senden bahsedeceğiz, hem de üçümüz birden...

5 Mart 2014 Çarşamba

Pozitifimsi!

Pazar sabahı, ateşimin yükseldiğini farkedip ne olursa olsun diyerekten evdeki hamilelik testini yaptım.

Beklemek zordu, hatta birkaç dakika kendimi tutup teste bakmadım. Sonunda, resimdeki oldu...