28 Mayıs 2014 Çarşamba

Kreş Muhabbeti

Bugün kreş sonrası:

"Tişörtünü neden değiştirdi ablalar?"

"Çünkü yaramaz çocuk üzerime su döktü"

"Aa? Nasıl döktü? Yemekte yanlışlıkla mı?"

"Hayır, üstüme su attı. Ama ben ağlamadım hiç, güldüm. Yere düşüp güldüm"

"Kafana ne oldu? Yemekli ellerinle mi elledin? Boya mı yaptınız?"

"Yemek döküldü kafama"

"!!! Nasıl? Kim döktü?"

"Yaramaz çocuk döktü"

"Ablalar kızdı mı çocuğa?"

"Evet, ona kızdı Zoe; ama bana kızmadı hiç. Benim kafamı temizledi"

"Çocuk özür diledi mi senden?"

"Evet"

"Ne dedi?"

"Özür dilerim dedi"

"Türkçe?!!!"

Bazen bu kreşlerde gerçekten neler dönüyor merak ediyorum...

27 Mayıs 2014 Salı

İlk Pıtırdaklar ve Gece Bezi Bırakma

2 geceden beri sanırım hissediyorum hareketlerini. Oğlumda da 15. Haftada hissetmiştim mısır patlağı, kelebek kanadı tarzındaki ilk kıpraşmaları. Bu da geç kalmadı, yetişti...

Oğlumsa 2 gecedir bezsiz yatıyor. Gündüz bezi bırakalı 1 sene olunca, eh artık iki numara gelmeden gece bezini de halledelim dedik.

İlk gece filme dalıp uyuduktan 2.5 saat sonra gittim yanına, bir de öncesinde akşam yemeğinde karpuz yemişti. Tabii çiş içinde yüzüyordu. Hem filme ara verdik, hem uykusu açıldı, hem de yatak-yorgan değişti.

İkinci gece uyumasından 2 saat sonra ben yatarken baktım altı kuruydu, ellemedim. Hamile insan sabahın 3'ünde ben tuvalete kalktığımda gördüm ki gene ıslaktı; ama uyuyordu mışıl mışıl. Ellemedim, ama içten içe üzüldüm. Sabah 8'e dek de uyudu çiş içinde. Malesef...

Neden? Çünkü bazı uzmanlar gece kaldırmayın, kendi ıslanıp uyansın yoksa öğrenemez diyor. Neden? Bazı uzmanlar siz yatarken kaldırın diyor. Kafam iyice karıştı.

Bu gece üçüncü gece. Uyuduktan 1.5 saat sonra gidip kaldırıp yaptırdım. Uyukluyordu ayakta. Yatağına koyunca da hemen daldı. Bakalım bu gece/sabah ne göreceğiz?

Ah uzmanlar bir konuda birleşseniz de biz de rahat etsek...

23 Mayıs 2014 Cuma

1 Mayıs 2014

Benim için zaten önemli bir gündü, doğumgünüm olduğundan. Bir de o sabah İngiliz ehliyeti için sınava girdim. Neyse ki geçtim ve üzerimden büyük yük kalktığın için çok sevindim. Bebeklerimin biri evde biri karnımdaydı.

Akşamüzeri de karnımdakini görmek için ultrasona gittik. Tarihine göre 5 gün daha büyük çıkmıştı; halbuki hamilelik öncesine göre benim 2 kg kaybım vardı.

Oğlum etraftaki oyuncaklarla oynarken pek sıkılmadı. Saat oldukça geç olmuştu; ama yine de huysuzluk yapmadı diyebilirim.

Öte yandan 2 numara oldukça sağlıklıydı. Ölçümleri yerindeydi, çok hareketliydi ve verdikleri resimlerde görüldüğü üzere oğlumun aynısıydı. Ultrasondaki o halini görünce, içimde kız mı diye belirlenen düşünceler yerine erkek olması daha baskın çıktı. Yaşım 35'i geçtiğinden hiçbir problemimiz olmamasına rağmen riskli hamilelik kategorisine koydular beni. Down sendromu için de, istersem Harmony Test olaran bilinen bir test önerdiler. Ekstra bir miktar daha kan verecektim ve örnekler Amerika'ya test için gönderilecekti. Hemen kabul ettim. Ücreti normalde 500GBP idi; ama NHS ve İngiliz sağlık sistemi sağolsun, herşey ücretsizdi.

Ufak denilebilecek bir sorun vardı; plasenta aşağıda ve öndeydi. Yani oğlum doğarken yapılan sezaryen dikişinin olduğu kısma denk geliyordu. İkinci doğumu normal önerdikleri için, plasentamı sık sık kontrol edeceklerini belirttiler. Sanırım normal doğum esnasındaki kasılmalar sırasında sorun çıkmasın diye. Açıkçası normal doğumu tercih ederim; elbette şartlar elverdiğince.

Birkaç hafta sonra Harmony Test sonuçları geldi. 1/10000 olduğundan iyi haber diye verdi doktor bu haberi. Zaten ense kalınlığı ve burnu da mükemmel çıkmıştı. Oğlumdaki gibi kalın bir ense sıvısı yoktu.

Birkaç gün önce plasenta için kontrole gittim. Yaraya yapışık değil; ama yakınında olduğundan 2 ay sonra tekrar beni görmek istediler. Bebişin kalp atışını 144 olarak ölçtü doktor. Başka da birşey göstermedi, plasenta uzmanları!

Bir sonraki ultrason 1 ay sonra. Doppler sayesinde arada bir kalp atışlarını dinliyoruz. Oğlum da bayılıyor, haydi dinleyelim anne diyor. Ne kadar gerçek geliyor ona bilmiyorum, o minik kafasında neler dönüyor?

Oğlumdayken 15. haftada yani bu sıralar, kelebek kanadı tarzı hareketlerini hissetmiştim. İlk hamileliğim olmasına rağmen. Bu kez daha önce hissetmem gerekirken, sanırım plasenta önce olduğundan henüz birşey hissetmiyorum.

Merakla bekliyorum...

NOT: 15 hafta bitti ve ben 51.7 kiloyum. (Hamilelik öncesi, 52kg idim)

12 Mayıs 2014 Pazartesi

Huysuz!

Tatildeydik, babası uzaktaydı iş için.

Hastalanmıştı, 40'lara yaklaşan ateşi vardı. Yemek yemedi, nerdeyse 500 gr kaybetti. Sürekli mızmızlandı, sıkıldı, bağırdı ve ağladı.

Oğlumdan bahsediyorum. 34 aylık, 34 aydır bizimle yaşayandan. Sadece 34 ay diye düşününce ne kadar az geliyor kulağa; konuşuyor, yürüyor, koşuyor diye büyük insan muamelesi yapıyoruz bazen. Halbuki daha bizim bebeğimiz...

Hastalığı bana geçti, zaten sürünüyordum, iyice koltuğa yapıştım. Ateş, iştahsızlık, halsizlik ve müthiş bir başağrısı. Hamile olduğumdan ilaç da kullanamadım parasetamol dışında.

Gene mızmızlanıp boş yere ağladığında epey söylendim. Şimdi seni bir güzel pataklayacağım, o zaman ağla boşuna ağlama dedim. O da sinirlendi. Ağladı ağladı. Sonra...

Neden bu kadar çok ağlıyorsun, diye sordum...

Sen neden bir türlü bana burda hep kızıyorsun, dedi. (bir türlü-yü yeni öğrendiğinden her cümlede kullanıyor)

Üzüldüm... Sen çok ağlıyorsun diye olabilir, dedim. Neden ağlıyorsun?

Sen benimle oynamıyorsun diye ağlıyorum, dedi.

Hamile, ateşli hasta ve başı kalkmayan bir insan olarak evet oğlumla oynayacak halim yoktu ne yazık ki. Üzüldüm. Anlaşma yaptık. O ağlamayacağını söyledi, ben de kızmayacağımı ve güzel güzel sorduğundan onunla oynayacağımı söyledim.

Durum daha iyiye gitti, nedeni bu konuşma mı? Kimbilir?

8 Mayıs 2014 Perşembe

Canım

Seni unuttum sanma 1 Mayıs'ta gördüm tekmelerini, su yutmanı hatta elinle gözünü ovuşturmanı.

Yazamadım; ama yazacağım hem de çok detaylı. 13 hafta doldu. Sağlıklısın, güzelsin, oğluma göre bizim Alexa'mızsın...