27 Mayıs 2011 Cuma

Elveda İş Hayatı


İşteki son günüm 36+2’ye denk geldi. Şimdilik işe bir sene dönmeyecekmişim gibi gelmiyor, sanırım haftaya dank edecek kafama.

Bugün takım yemeği yaptık benim bir senelik iznimden dolayı hoşçakal demek için. Aldıkları hediyeleri ve kartı görünce heyecanlandım, şaşırdım ve biraz daha canlandı gözümde farklı bir dünyaya adım atacağım. Masamı toparladım sayılır, hamilelikten bu yana öyle çok yiyecek içecekle doldurmuşum ki çekmecelerimi sanki kıtlık var gibi, yiye yiye, eve taşıya taşıya bir hal oldum son bir haftadır.

Bebişim evvelki gün ve dün sabah beni biraz korkuttu. Çok aktif olmasına alışmışım tabii sessiz sakin durup hafif kıpırdanmalar yapınca beni bir telaş aldı. Nihayet dün öğle yemeğinden sonra o canavar oğlum geri geldi yine. Kaybolmasın bir yere! Ben bu satırları yazarken bile içimi oyuyor sanki ;) Hiç şikayetçi değilim, hatta bundan sonra geceleri daha çok vakit ayırabilirim ona uykum kaçmasın diye eşime “Şişşt, elleme!” demem.

Doğum yoluna baskılar artıyor sanki yavaştan, özellikle de yürürken. Derin derin nefes almaya çalışıyorum yürüyüş hızımı azaltıp öyle olunca. İşe yarıyor. Genelde hafif olan ve durup başlayan düzensiz kasık ağrıları, evvelki gün durmaksızın orda gibiydi. Anlaşılan hazırlıklar tam gaz ilerliyor içeride. Braxton Hicks kasılmalarına ilaveten bu ağrılar da başlayınca artık finale yaklaştığımız gerçeğini yadsiyamıyorum. Göbeğimi çok özleyeceğim, özellikle de şu son zamanlarda tam bir top olan halini. Tabii oğlumun içimdeki kıpırdanmalarını da.

Group strep B testi negatif sonuç verdi. Oğlumu menenjit yapacak olan virüsün döl yatağımda bulunmadığı anlamına geliyor. Bunu da atlattık. Dün gece ilk kez perine masajını denedim. Hem göbeğim yüzünden o bölgeye yetişmek zor oldu, hem de biraz acı verdi, zorlayamadım. 3kg civarında birşey nasıl çıkacak oradan gözüm korktu. Yine de her akşam yapmaya çalışacağım, belki zamanla alışırım? En kötüsü eşimden yardım isterim, doğum partneri olmak kolay mı?

Son bilgilere göre bebişimiz 2.6kg ağırlığında 47cm boyunda gittikçe yağ depolayan kanlı canlı bir insan yavrusu. Full-term sayılmak, pişti artık bu demek için bir haftamız daha var. Bu arada beklenen haber Salı akşamı ulaştı. Arkadaşımız doğum yaptı hem de 3.8kg’luk tatlı mı tatlı bir bebek geldi. Doğum hikayesini eşinden duyduk ki utanmasam koşup gider yeni anneden dinlerdim detaylara dek; ama biliyorum ki şu an 3’ü için çok özel ve güzel zamanlar. Başbaşa kalmaları en doğal hakları. Şöyle güzel bir doğum olmuş; 8 gün geciken bebeği doğal yollarla gelsin artık diye ikna etmek için seks yapan arkadaşlarımız (evet semen yani meni rahim boynunu (cervix) yumuşatıp açılmasını sağlayan bir madde içeriyor ve vücudun oksitoksin hormonu salgılamasını sağlıyor ki hepsi normal doğuma giden kapıyı aralıyor) gece 1 civarında başlayan ağrıların gerçek mi yalancı mı olduğunu tartışırlar. Yaklaşık bir saat sonra foşur foşur bir su boşalması olunca “Hah, tamam budur!” derler. Hastaneyi arayıp, ağırdan hazırlanıp, evde olabildiğince oyalanıp sabaha karşı 4 gibi hastanede olurlar. Muayene için sıra beklerler; çünkü doğumhane yoğundur o sırada. Sabah 6’ya doğru yapılan incelemede 8cm açılma olduğu anlaşılır ve arkadaşımız suda doğum yapmak için havuzun hazırlandığı haberiyle kendini suya atar. Sabah 8’de güzel mi güzel oğulları karı kocayı, anne baba yapar. Bunu duyunca eşim de ben de “Ooo, biz de istiyoruz” dedik. Hem bebeğimizi hem de böyle sorunsuz kolay ve hızlı doğumu!

23 Mayıs 2011 Pazartesi

Perine Masajı ve Ahududu Çayı


Gittikçe heyecanımız artıyor eşimle. Doğuma 30 gün kaldığını gösteriyor artık takvimler. Yatakta üç kişi var sabahları uyandığımızda, geceleri uykuya yattığımızda. Yan yatınca ve de genelde erken/geç saatterde epey bir oynadığında bebeğimiz kanlı canlı birşey olduğunu hatırlatıyor bize gittikçe büyüyen cüssesi ve belirginleşen hareketleriyle. ‘Bak ayağı/omuzu/poposu bu!’diyebiliyoruz artık. Hatta eşim işten geldiğinde ‘Ben çok özledim bebişimi’ ya da dışarı bir yere gittiğimizde ‘Artık doğsun oğlum, kucağımda taşıyayım’ gibi laflar etmeye başladı. Anlayın yani sabırsızlanmamızı ;) 

Öte yandan vaktinden önce gelmesini kesinlikle istemiyoruz. Özellikle de 37. haftadan önce! Gerçi çok birşey kalmadı; ama ben işten ayrılayım - 3 gün sonra - biraz evi düzenleyeyim, biraz da dinleneyim; ondan sonra buyursun gelsin oğlum! Annem de sabırsızlanmaya başladı telefonun/bilgisayarın diğer ucunda. Herkesin karnında kelebekler uçuşuyor yavaştan...

Bu akşam son doğum kursumuz var. 7 hafta su gibi geçti! Dün bayanlara özeldi dersimiz; biraz göğüslerden, kanamadan, perine masajından, dikişlerden biraz da eve gelen büyüklerin ‘şöyle yapsan iyi olur, bak bilmemkim bunu böyle yapıyordu, şunun bebeği hiç ağlamazdı, bunun bebeği sabaha dek uyurdu’ gibisinden eleştirilere nasıl yaklaşacağımızdan bahsettik. Bazen bebekle tek başına başa çıkmak bu söylenenlerle başa çıkmaktan daha kolay gelirmiş gibi geliyor. Zaman gösterecek. Aynı evde eşim, ben ve yeni doğmuş bebeğimize ilaveten annem, kızkardeşim ve kayınvalidem, hatta arada bir de kayınbiraderim yaşayınca nasıl olacak bilemiyorum bir süreliğine bile olsa?

Haftasonu eşimle sinemaya gittik, uzun zaman yapamayacağımız için özleyeceğimiz şeylerden biri olacak diye. Sesler bebişimizi öyle rahatsız etti ki ilk bir saat kıpır kıpırdı ufaklık. Bir yandan elimle okşadım sakinleşsin diye, diğer yandan vicdan azabı çektim. Eşim bile bir ara dayanamayıp ‘Acaba çıksak mı?’ dedi. Şimdiden bizi esiri etti yaramaz! Bu ara bir de dışarda yemek yemeyi abarttık. Hem benim yorgunluk ve tembelliğim, hem de yine uzun bir süre yapamayız diye düşünmemizden ötürü. Her gittiğimiz yerde de ‘Bebek arabasını nereye koyarız?’ diye durum değerlendirmesi yapıyoruz. Mesela küçük masalı, küçük sandalyeli daracık İtalyan ve Fransız restoranlarına bir süre elveda diyeceğiz gibi görünüyor!

Bu günlerdeki şikayetlerim ise sık tuvalete çıkmak, mide yanmaları, yürürken aşağı kısımda baskı ve eşimin horlaması! Tuvalet işi beni epey bir sıkıntıya sokuyor; otururken iyi ama ayağa kalktığım an tuvalete gitme ihticayı hissediyorum. Bir de geceleri uyku arasında yataktan kalkmak bir işkence, nasıl döneyim, nasıl kalkayım bilemiyorum. O his geçer mi diye bekliyorum; tabii ki geçmiyor! Her kalkışımda birşeyler devirip banyoda eşimi de telaşlandırıyorum. Sonra da ‘Yok birşey’ diye bağırıp zaten yataktan deli gibi fırlamış ve soluğu banyo kapısı önünde almış eşimi sözde sakinleştiriyorum. Horlamalarının karşılığı bu olsa gerek :) Neyse ki saniyesinde uykusuna geri dönebilen biri!

Dün akşam şu menenjit hastalığı teşhisi için olan Group Strep B testini yaptım, bugün de postaya verdim. 35-37 haftalar arası uygunmuş, eh ben de 36’ya 2 gün kala yapmış oldum. Perine masajına hala başlamamış olmak canımı sıkıyor; youtube sağolsun öğretici birçok video koymuş. Öğrendim ve uygulayacağım. Bu arada bir haftadır ahududu yaprağı çayı içiyorum; rahim kasılmalarını güçlendirip doğumun 2. kısmında yani bebeğin başının doğmasında etkiliymiş. Doğum sonrası da rahmin eski haline dönmesine yardımcı oluyormuş. İçindeki vitaminler de cabası! Ebe 36. haftada başla dese de, ben internette 32. haftada başlayanları biliyorum. Gerçi dün gece uyandığımda hafif kasık ağrılarım olunca az biraz korkmadım değil; ama tuvalete gidince anladım ki idrar kesesinin dolu olması yapıyormuş o ağrıları.

Doğumu 8 gün önce bekleyen arkadaşımdan hala haber yok; eşi de eşimle aynı yerde çalıştığından hergün eve gelip “X bugün de işteydi” diyor biraz burukça. Anlıyorum ki bizimkinin de geç gelmesi halinde biraz burulup sıkılacağız ailecek! Hayırlısı olsun hepimize...

19 Mayıs 2011 Perşembe

Bazı Testler


Ve 35 haftalık olduk! İnanamıyorum bu kadar yolu sağlıkla ve genelde sorunsuzca geldiğimize bebişimle birlikte. Aferim bize.

Bebişim yaklaşık 2,3 kg civarında ve boyu 47cm. Hemen hemen her organı çalışan sağlıklı bir bebek. Yine de 37. haftadan önce doğum olursa premature sayılıyormuş. Bekle cankuşum desem de bizimki daha bekleyecek gibi görünüyordu zaten geçen günkü ebe randevumda. Günü, kalp atışı vs herşeyi normaldi. Başaşağı da duruyordu ki beni çok rahatlattı; ama henüz engage denilen pozisyona girmemiş free takılıyormuş içeride :) Doğum yoluna girişi (engage olma hali) genelde 36. haftadan itibaren başlarmış.

Group strep B testi aldım. Bu bir çeşit virüsü teşhis etmek için bir test. Annede hiçbir belirtisi olmayan ve doğumda bebeğe geçerse kalıcı sakatlık ya da bebek ölümüne neden olabililen bu virüs menenjit hastalığı olarak biliniyor bizde. Burada malesef rutin kontrol yapılmıyor devlet tarafından; o nedenle ben internetten test satın aldım ve bu haftasonu örnek alıp test yapılması için labaratuvara göndereceğim. İşin kötüsü sonuç pozitif gelirse şimdiye dek yaptığım doğum planlarım suya düşebilir. Çünkü doğumdan az önce anneye antibiyotik verilerek virüsün bebeğe geçmesi engelleniyormuş. Umarım bu testimiz de temiz çıkar.

Pazartesi akşamı doğum yapacağım hastanedeki antenatal (doğuma hazırlık) kursuna gittik. Yolda bir ara kaybolduk ve doğumdan önce birkaç kez gidip gelelim hastaneye diye karar verdik eşimle. Hastanenin bir katında yılbaşında açılan 5 yıldızlı otel kıvamındaki midwife led unit (sadece ebelerin olduğu normal doğum yapılan doğumhane) hakkında bilgi aldık ve 36. haftadan itibaren gidip gezebileceğimiz söylendi. Salı akşamı da süregelen doğum kursumuz vardı. Bu defa 3. safha yani plasentanın doğumundan, acil durumda sezeryana alınma durumundan bahsettik. Bebek ters gelirse ayaklar önde, doğum sırasında kalp atışları düşerse veya anne yorgun düşüp doğumu devam ettiremeyecek gibi olursa acilen sezeryana alınıyor. Bu acillerde de genel anestezi uygulanıyor malesef. Tamamen uyutulan anne bebeği göremiyor bir süre ve tabii yatağa bağlı kalma da cabası. Umarım başımıza bu iş gelmez, en büyük korkularımdan biri bebeğimin doğum anını kaçırmak. Bir de normal doğum yırtıkları! Onu engelleyebilmek/azaltabilmek için de kegel egzersizleri ve son ayda perineal (perine) masaj uygulamak çare olabilirmiş. Tabii bir de 4 ayak üstünde doğum yapmak :)

Bebişim bu aralar günde 30gr’a yakın kilo alıyormuş. Bu da benim son bir haftadır günde 250gr almamın açıklaması olmalı :( Malesef 65kg hedefimi geçecekmişim gibi bir his var içimde. Henüz çatlaklarımın olmaması yeterli bir sevinç kaynağı şimdilik. Bakalım 38. hafta hediye olarak getirecek mi onları? (38. haftada olurmuş diyorlar da)

Buradan bir arkadaşımın beklenen bebek doğum tarihi Pazartesi günüydü. Arada yazışmalarımız oldu ve anladım ki üzerinden 4 gün geçmesine rağmen hala bebek gelmek istemiyor. Pazartesi günü gittiği ebe rahim boyunun hala yukarıda olduğunu söylemiş ve membrane sweep denilen vajinal muayene ile rahim boyunu uyarma işlemi yapmış. Merakla bekliyoruz haberlerini. En büyük arzum herkesin bebeğinin vakitli gelmesi; ne erken gelip hazırlıksız yakalasınlar ne de geç gelip strese soksunlar. Duydun mu bıdığım?

12 Mayıs 2011 Perşembe

Evde Üç Kişi?


34. haftamız da bitti. Kaldı mı normal şartlar altında 6 hafta?

Nedense bana bu bebek hiç öyle 6 hafta daha bekleyecek gibi gelmiyor. Acaba bu genel bir yanılgı mı bu süreyi dolduran anne adaylarında? Yoksa sadece bir içgüdü mü doğruluğu kanıtlanan? Bugün tekrar eski yazılarıma dönüp kesin ovulasyon günüme bile baktım. Birkaç gün erken gelebilir gibi ona göre; tabii paşa gönlü ne zaman isterse o zaman geleceğini biliyoruz.

Genel şikayetlerimde bir azalma olmasına rağmen her geçen gün kendimi biraz daha ağırlaşmış ve çabuk yorulur buluyorum. Bu aralar bebişim haftada 200gr almalıymış gel de ağırlaşma! Aslında eskisi gibi çok yiyemiyorum, çabuk doyuyorum; ama abur cubura fena kaptırdım kendimi ki bu zamana dek ne güzel sağlıklı beslenmiştim. Günde birkaç kez çikolata, dondurma, bisküvi, kek indirir oldum mideye. Bunlar hep ufaklığın babaya çekmesinden kaynaklanıyor eminim! Sağlıklı beslenmeye dönmem lazım yoksa şu son ay epey bir şişeceğim...

Düşünüyorum da bazen, yıllardır eşimle paylaştığımız iki kişilik birlikteliğimizin son haftalarındayız artık. Hayatımız eskisi gibi olmayacak hiç. Hatta yeni birer de sıfat binecek üzerimize anne/baba olarak. Bunlar beni mutlu da ediyor, azıcık endişelendiriyor da becerebilecek miyiz diye? Çok yakında göreceğiz...

Bir iki gündür bizim ufaklık yeni moda hareketler çıkardı. Sanki iki kolu iki bacağıyla karnımın içinde emekliyor, takla atıyor, dönüp duruyor kanımı sağdan soldan şişirtip. Bir o yana bir bu yana atıyor kendini ve acı da veriyor arada bazısı epey güçlü geliyor. Yanlışlıkla göbeğim masa kenarına falan değmesin hemen itiveriyor. Sıkıntılı bir çocuk mu olacak nedir? Bu dönmeleri beni yavaştan korkutmaya başladı kordonu etrafına dolamasın kendini diye. Gözümde bir güç olsa da karnımın içini görebilsem ve endişelerimi giderebilsem. Buradaki ebe de eli-koluyla muayenede anlayamaz heralde kordon sorunlarını. Gerçi kafa çıkarken hemen müdahele ederlermiş öyle bir durumda; ama insan yine de kara kara düşünüyor işte.


İsim konusunda hala bir gelişme yok. Ne olacak bu bebeğin ismi?

4 Mayıs 2011 Çarşamba

Kaldı 7 Hafta :)


33. haftayı doldurmamıza bir gün kaldı :) Zaman çabuk mu geçti ne?

Önce kaşıntılarım ve döküntülerden haberler; dandelion root (karahindiba kökü) hapını ve çayını kullanır kullanmaz cildimdeki döküntüler yokoldu. Ya da diğer kremler işe yaradı, mesela bio-oil? Yani ben kaşımazsam yoklar. Kaşıdığım an, özellikle banyo sonrası, sabah uyanınca ve akşam yattığımda hemen kırmızı çizgiler beliriyor. Kaşıntı da büyük ölçüde azaldı ki artık bu geri kalan kaşıntılar derimin aşırı gerildiği, inceldiği ve kıyafet/çarşaf izlerinin harita gibi vücudumda belirdiği yerlerde genelde. Bir de koltukaltı, bacak arası ve kasık gibi sıkışan ve kilolarımdan ötürü derimin kat olan yerlerinde. Çok da kilo almadım halbuki, başlangıçtan beri 10-11 kg sadece. Çok şükür deliksiz uyku uyuyabiliyorum bazı geceler; çok yorgun olduğumdan mı, yoksa uyku saatlerim şaştığından mı bilmem? Dün gece eşim birşeyler anlatırken sızmışım mesela.

Geçen 10 gün boyunca kayınvalidem ve kayınpederim bizdeydiler. Tatil olması ve gece ortasında uyansam da ertesi günü işe gitme stresi olmaması bana iyi geldi. İzne ayrılmak için gün sayıyorum resmen 3.5 haftam kaldı işyerinde, tabii patronum onaylarsa? İşten dönerken de uyukluyorum artık tıpkı ilk üç ayda olduğu gibi.

Geçen haftaki kontrolde bebişimiz bir hafta büyük çıktı ki son bir ayda bir kilo almıştım. Başaşağı duruyordu. Sağlık görevlisi pozisyonunu anlamak için sıkıştırınca sağdan soldan hemen tekmeyle karşılığını verdi bizimki. Bu ara hareketleri sayı olarak azaldı belki; ama güçlendi ve büyüdü. Dün gece beni uykudan uyandırabildi mesela. Tekme yerine kendini bir o tarafa bir bu tarafa atar oldu. Karnımın bir ucundan ufak birşeyler çıkarken dışarı, ortasından daha irice belki sırtı veya poposu yükseliyor. Bir de uzun uzun hıçkırık tutmaları başladı. Babası hıçkırıkların ben ani dönüşler yaptığımda olduğunu söylese ve bebişimiz için üzülse de, bence bu çok doğal ve bizim minik büyüyor her hıçkırıkla ;)

Bu aralar endişelerimin başında erken doğum riski geliyor. Ya gelirse vaktinden önce diye. Beklesin bebişim az daha, sakın acele etmesin. Anneannesi de öyle diyor.