22 Ocak 2016 Cuma

Sabah Muhabbeti - 4.5 Yaş

Oğlum: Keşke ben senle babanın babası olsaydım.
Ben: Neden? 
O: Siz benden önce doğmasaydınız.
A: ok. Ne yapardın? Bize kızar mıydın?
O: sadece yaramazlık yapınca. Mesela kardeşinin yanağını sıkınca.
A: hmm o zaman sen yanak sıkınca sana kızmamız doğru.
O: ...
A: yemek yemezsek ne yapardın?
O: karnın toksa kalkabilirsin derdim. 
A: pizza istiyorum bunu beğenmedim dersek?
O: bugun bu yemekler var. Yarın pizza yaparım derdim.
A: yemiycem bugün, dersem?
O: tamam o zaman sofradan kalkabilirsin derdim.
A: uykum yok, uyumayacağım dersem?
O: korkuyorsan ben seninle yatarım derdim.
A: ama benim yatağımda ben sürekli sana seslenip uyandırsam, bütün gece döne döne seni uyutmasam?
O: olsun ben seninle yatarsam uyurdum.

Çocuktan alınan durum değerlendirmesi...

18 Ocak 2016 Pazartesi

Büyük:Küçük

Büyük ile uğraşmaktan küçüğü unutuyoruz. Desem… Eminim çoğu 2 çocuklu aile de bana katılır.


Son 3 haftadır, bir çocuk filminden sonra başladı herşey, 4.5 yaşındaki oğlum korkularla yaşıyor. Tek başına tuvalete gidemez, uyuyamaz oldu. Geceleri en az 2-3 kez kalkıyor, bize sesleniyor veya yanımıza yatıyor.

Hatta kardeşinin yatağını onun odasına taşıdık; belki korkmaz yalnız değil dedik; ama bu kez de deliksiz uyuyan kızı, bize seslenmeleri yüzünden uyandırmaya başladı. Geçen sece 00:30 ile 7:20 arasında tam 6 kez ikisi yüzünden uyandım. En uzun ne kadar uyudum bilmece gibi?!


Tabii bu durumdan hepimiz payımızı alıyoruz. Son 3 haftadır gündüz yerlerde uyuyakalıyorum, babaları sabah uyuyor işe bir saat geç gidiyor bazen.


Artık bu korku ve uykusuzluk birbirinden bağımsız olmaya başladı sanki. Akşam 7:30’da pijama giymeye başlıyoruz; ama 8:30’dan önce odasından çıkamıyoruz. Geceleri feryat figan. Sabah da okula gitmek için uyandıramıyoruz. Son 2 akşamdır, uyku saatinde kızıp, ağlatmaya başladık. Neyse ki küçük olan pek umursamıyr bu bağrışları, henüz. Kısacası 3 haftadır ne dediyse yaptık, olmadı. Son 2 akşamdır bizim dediğimize gözyaşı ile olsa da geliyor. Bakalım daha ne kadar sürecek bu fasıl?!


Öte yandan kızımız 14 aylık oldu. Bugün çatalı kendi kendine kullandı. Araba sürüyor, uçak uçuruyor. Koltukların tepesinde zıplıyor. Suratı Chucky bebekten farksız, yara bere ve morluk içinde. Dışarıdan park yatağa tırmanırken düştü en son bugün.

Hala anlamlı konuştuğunu söyleyemem, herşeye memi, meme ya da mama diyor. Bir de baba ve dede. Fakat, ne desem anlıyor. ‘Hayır’ hariç. Gözümün içine bakarak hayır dediğimi yapıyor. Sokak kapısını açık buldu mu kaçıyor.

Kısacası, yaramaz!...

7 Ocak 2016 Perşembe

13 Aylık Becerikli

13. ayında Türkiye'deydik. Pıtır pıtır yürümeye başladı. Tam gaz masa etrafında dönüyor.

Mama sandalyesinin basamaklarına tırmanıp suluğunu alıyor.

Abisinin taburesine tırmanıp masaya çıkmış bir gün, babası gösterdi. Hemen tabureyi kaldırdık oradan.

Kendi başına çatal ve kaşık tutup ağzına götürebiliyor epeydir.

Sanıyorum ki bana 'Memi' diyor, ya da herşeye öyle diyor.

Bilinçli olarak ise, meme, dede, au (su), dıgıdıgı (gıdıklamak) söyledikleri.

Herşeyi anlıyor, giyinmeyi, bıcı bıcıyı, yemeği, abisini, babasını, gezmeyi vs.

Hala deli gibi dans ediyor, bazen çamaşır makinesi bip sesinde bile!

Genelde neşeli ve yapamayınca yapana dek uğraşan bir tipitip oldu. Fakat, son birkaç olayda yapamayınca sinirlenip, öfkeden zıpladığına şahit oldum.

Elinden sevdiği birşeyi alınınca, örneğin ekmek parçası, kendini yerlere atıp bas bas ağlıyor hem de gözyaşlarıyla!

Çok meraklı. Açıkta birşey görmesin!

Çok sevecen. Gelip sarılıyor. Kafasını omzuma yaslıyor.

Gece uykuları güzel, sabah 5-6'ya dek deliksiz uyuyor. 11 gibi biberonla süt veriyorum uyku arasında.

Yemesi de iyi, abisine göre. Porsiyonları aynı neredeyse.

Ne yazık ki şimdiden çikolata, dondurma, yeşil çay, kahve gibi şeylerin de tadına baktı. İkinci çocuk bu konuda da rahat büyüyormuş...

Bayıldığı en ilginç şey, somon füme!

Eti, sebzeye tercih ediyor. Brokoli ve domates sevdikleri...

Legoları bir başına takıp çıkarabiliyor epeydir. Birşeyleri birşeylerin içine koyuyor ve çekmece dağıtmaya bayılıyor.

Bazen eline bir kitap alıp sırtüstü yatıyor.

Arada bir uykulara, özellikle de öğleden sonrakilere itiraz ediyor. Abisi de evde olunca hiç uyumak istemiyor.

Sarılınca bize huzur veriyor.

Gıdıklanmayı, mıncıklanmayı, öpülmeyi çok seviyor.

Biz de onu çok seviyoruz... İyi ki doğurmuşum diyorum her geçen gün...

Artık bebekliği bitiyor ve toddler oluyor. Fikirleri, tercihleri olan bizden biri artık o da...

6 Ocak 2016 Çarşamba

Korku Filmi

Hay gitmez olaydık şu 'Çılgın Dostlar' isimli filme. Bir saatlik güzel olayların içine 1-2 dakikalık korkunç (sadece dişleri) kurt adamı koymuşlar. Yani bu sebeple son bir haftadır, oğlum tek başına bir odadan diğerine gidemez oldu. Gece uykuları paramparça. Hepimizin...

Haydi tatilde neyse dedik, geçer bir haftaya dedik, suyuna gittik. Fakat evimize döneli, okulu başlayalı 3 gün oldu. Hala geceleri kız kardeşi dahil herkesi ayağa dikiyor. Oysa gündüz konuşuyoruz;
Kuş adam diye birşey var mı? Yok.
Köpek adam gördün mü hiç? Hayır.
O zaman....Kurt adam diye de birşey yok değil mi? Evet...

Fakat geceleri, gözünü kapatınca aklına geliyormuş. Kısacası kendi başına tuvalete gidemez bir halde.

Ne yapacağımı şaşırdım. Umuyorum ki geçecek, ama sonuçta uyuyamayan ve ertesi sabah işe giden baba, uyandırılan bebek ve anne olarak sabrımız biraz azaldı.