30 Ekim 2014 Perşembe

38+5 Raporu!

Eveet... Bugün babası da benimle geldi ve bebişin 3kg olduğunu öğrendik, tabii 3 aşağı 5 yukarı...

Kafa aşağıda, vücut solda, bacaklar ve kollar sağda. Tam istenilen doğum pozisyonunda...

Epey bir kan verdim; kaşıntılarım karaciğerden mi kaynaklanıyor diye, kan değerlerim iyi mi diye bir de kan grubu kartımı alabilmek için. Hastane resmi bir kan grubu kartı istiyormuş...

Konuştuk doktor ile bol bol... Eşimle benim rahat olduğumuzu, ilki 42'de geldiğinden ötürü, bu kızın da geç gelebileceğini bildiğimizi anlattık. Umarım öyle olmaz dedik bir de!...

Haftaya due date, beklenen doğum tarihinden bir gün önce detaylı kontrol var. Bakalım bakalım... O zamana dek içerde duracak mısın?

Bana kalırsa durma! Abin gibi bizi bekletme isterim küçüğüm...

23 Ekim 2014 Perşembe

Ka-şı-nı-yo-rum Gene!

Hani kız bebek bekleyenlerde olmazdı bu Puppp? Hani ilk bebeğini bekleyenlerde olurdu?

Kızkardeşimde de çıktı, kız bebeği olduğu halde. Oysa annem hem kız hem erkek bebek sahibi olduğu halde, hiç hatırlamıyor böyle birşey yaşadığını. Kalıtsal mı değil mi? Erkek yani koca tarafından mı geliyor, çözemedim ben bu işi.

Zaten çok düşük bir yüzdeyi ilk bebek beklerken etkilerken, ikinci bebekte görülme sıklığı çok çok daha da düşük; ama olmadı. Bende aynı oğlumdaki gibi göğüs altında başladı. Kaşıdıkça morardı, kabardı. Kabardıkça da yayıldı. Göbeğime inmemesi iyi; ama kasıklarda başladı. Birde göğüs altından yanlara yukarıya koltuk altına doğru gitmeye. Kısacası en sıcaklayan, terleyen yerlerde.

Heat rash mı dedim; ama görüntüsü ve kaşındıktan sonra morarması geçen defa başıma gelenlerin aynısı. Tek fark bu kez 1 ay daha geç ortaya çıkması. Oğlumdayken bu aralar geçmişti; ama şimdi en pik zamanlarını yaşıyorum. Ah bu veletler!...

İşin kötüsü, kızkardeşim doğum yapalı 4 ay olmasına rağmen hala bunlardan dolayı ızdırap çekiyor! Lekeleri bile geçmedi ve hala arada bir kaşınıyor. Off... pof...

Bugün grip aşısı olmaya gidiyorum...

21 Ekim 2014 Salı

37. Haftada Diş Ağrısı

İnanılır gibi değil...

İngiltere'de yıllarca dişim ağrımadı; düzenli kontrole gittim. Oğluma hamileliğimde sadece dişetlerim biraz kanadı; e zaten o da normaldi.

Bu kez, bu kız dişlerimi sökecek heralde? Her bebek anneden bir diş götürür diye bir laf var; abisinin hakkını da kullanıyor sanırım...

Taşınmamızdan birkaç gün önce, ki eşyaları yollamıştık bile, dişim tuttu 23. haftada. Acil randevu buldum ve enfeksiyon olduğunu söyledi dişçi. İlaç yerleştirip geçici doldu yaptı. 3 hafta sonra gel, asıl dolgunu yapalım, dedi.

Eee olmadı, çünkü biz 2 gün sonra uçağa binip başka bir ülkeye taşındık... Sonra taşındığımız ülkede dişçi aradım. Prensiplere bağlıyım ya, o dolgu 3 hafta sonra yenilenecek... Neyse buldum, gittim, bir dolguya o kadar para verdim ki, anlatamam. İngiltere'de diş için sigortamız vardı. Hatta İngiltere'de hamilelik süresince ve ertesi sene anneye diş doktoru ücretsiz hizmet veriyor. Böyle bir bolluktan, diş için burada başka ülkelere hatta Türkiye'ye gideni duyunca yandık dedim... Çünkü ben uçağa binip de Türkiye'ye gitmeyi bu göbekle yapamam, yapsam bile uçak firmaları uçağa almaz artık.

37. haftada, dün gece gene dişim tuttu. Sinir oldum... Doğum kasılması, rahim ağrıları beklerken benim şansıma gene diş ağrısı çıktı!

14 Ekim 2014 Salı

Ölü Doğumlar...

Bu ara nereye baksam, kimi okusam son aylarda anne karnında ölen bebekler oluyor hep konusu. Algıda seçicilik mi bilmiyorum; ama endişelerime bir yenisi daha ekleniyor...

Haftasonu ve dün bizim bebek de eskisi kadar kıpırdamayınca aldı beni bir telaş. Birkaç küçük hareket yapıyor sonra tık yok... Çikolata yiyorum tık yok, su içiyorum, gece soğuk süt içiyorum, sıcak çay içiyorum, yemek yiyorum gene tık yok. Normalde oramı buramı acıtan, acıdan bağırtan bebek ben zorla dürtmesem kıpırdamadı diyebilirim. Kıpırtısı da hafif bir dalgalanma şeklinde...

Endişelendim haliyle. Babası; uyuyordur merak etme, hem içeride kıpırdayacak yer de kalmadı, dedi. Haklı olabilirdi; ama bu konuyu geçen hafta doktora sorduğumda, yani günde kaç kez kıpırdamalı, bir kural var mı diye, doktor; anneler herşeyi içgüdüsel olarak bilir. Birşey diyemem; eğer ki sana yanlış geliyorsa hemen ara, gel, dedi. O zaman sorumluluk bende. Garip birşey hissedersem hemen birşey yapmalıyım, öyle değil mi?

Bu sabaha karşı 5'te tuvalete kalkınca baktım karnım taş gibi. 36. haftadayız, normal... Su içtim, yattım. Niye oynamıyor diye düşünürken, uykumu iyice kaçırırken oynamaya başladı. Hem de eskisi gibi büyük hareketler yaparak... Sevindim, hep oyna ben uyumamaya razıyım, dedim! (Bu kararım yarın değişir mi bilmem?)

Bugün de sabahtan beri oldukça hareketli. Demek ki arada onun da tembellik yapası geliyor, ne de olsa kız! :)

7 Ekim 2014 Salı

Höbür ve Zeytin'den Haberler...

Bugün 35. hafta, doktor randevusu vardı. Doktora göre benim due date, beklenen doğum tarihi, 8 Kasım. Yani regli değil, 12 hafta ultrasonunu esas alıyorlarmış... Yani 1 ay kaldı! Amanın...

Bebiş iyi, suyu ve yemeği var :) Başaşağı duruyor, 2.4 kg. Ben kilo almasam da o alıyormuş. Endişelerimden biriydi. Group strep B için örnek aldı. Kan değerlerimi pek beğenmedi ve demir damlası verdi. Bel ağrılarım, kasık sızlamaları tek şikayetim ve tabii göğüs altında Puppp'a benzeyen; ama sıcaktan dolayı da oluşmuş ihtimali olan yaralarımı gösterdim. Hidrokortison kremi kullanıyorum, dediğim için zaten başka da birşey yapamayız dedi.

Doğum başlarsa hastaneye gitmemi, başlamazsa bir sonraki kontrolde, 3 hafta sonra, görüşeceğimizi anlattı. Eşimin ülke dışında olduğunu söyleyince panikledi biraz. Bense daha önce 42 haftada dahi başlamayan doğum yaşadığımdan rahatım. Tabii belli olmaz bu işler?

Höbür ise bugün kreşte ilk kez annemi istiyorum diye ağlamış. Üzüldüm. Neden ağladı bilmiyorum?

Akşam çok tatlıydı. Babası olmadığı için benimle yatmasına izin verdim. Kitap okuduktan sonra hadi uyuyalım diye gözümü kapattım. Sonra bana bugün okulda neler olduğunu, arkadaşıyla neler oynadıklarını anlatmaya başladı. Sonra oyuncak toplama zamanı geldiğini, tidy up diye bir şarkı söylediklerini anlatıp şarkıyı söylemeye başladı. Ardından da bir çiftliğe gidip inek gördüklerini anlattı. Sonra da okula geri dönmüşler. Bir ara sustu, ben de ne güzel, hadi uyuyalım, dedim. Bu kez ama ben sana bugün neler yaptığımı anlatıyorum, daha bitmedi dedi. Başladı okulda daha başka neler yaptıklarına. Gözüm kapalı dinledim, belki 20 dakika anlattı. Yanımda kayıt cihazı olmadığı için pişman oldum; çünkü ilk kez bu kadar doğal ve güzel bir şekilde anlatıyordu yaptıklarını. Sonra gene tidy up şarkısını söyledi bağıra bağıra, oyuncakları topladıklarını anlattı. Sonra yanaklarımdan öptü. Gözlerini uzun bir zaman kapatamadı, dalamadı; ama sonunda uyudu. Sanki yatıya arkadaşın gelir, senin gözlerin kapanır; ama o anlatır da anlatır, işte öyle bir andı. Bu anları daha çok yaşamak ve yaşatmamız gerek, özellikle Zeytin gelince... Yazıyorum ki unutmayayım... Canım oğlum benim.

5 Ekim 2014 Pazar

Son Ayda Kilo Kaybetmek?

35. haftaya başladığım şu günlerde farkediyorum ki, kilo almamışım hatta vermişim 500gr.

Normalde son 2 ay bebek günde şu kadar kilo almalı, anne bu kadar almalı derler ya, ki oğlumda ben de almıştım. Birkaç sabahtır görüyorum ki bir ay öncesiyle aynı kilodayım nerdeyse; 59.

Tamam, reflü başladığı için tıka basa yiyemiyorum. Ya da oğluma hamile olduğumdaki kadar dışarıda yemiyoruz; gerek saat gerek oğlum sağlıklı yesin diye evi tercih ediyoruz. Çok yediğim ve içtiğim zaman ise davul gibi şişiyorum, nefes alamıyorum. Yine de çikolata, kek, tatlı gün içerisinde abur-cubura merak salmadığımı söyleyemem.

Neyse bebiş büyüsün de, ben büyümesem de olur artık. Doktora soracağım ilk soru bu olacak bu hafta...