26 Ocak 2011 Çarşamba

İkinci 3-Ay Sorunları


Bebişim artık hafiften tekmeliyor Cuma’dan beri. Ne olsa büyüdük 18 hafta 6 günü doldurduk. Cuma gecesi Tv izlerken koltukta pır pır dönüyor gibi geldi. Heralde haftasonuna geldiğimizi anlıyor ki o da benim gibi seviniyor içimde.

Bir arkadaşımın daha hamile olduğunu öğrendim geçen hafta ve hemen hemen aynı günlere geliyor ikimizin bebeğinin de beklenen doğum tarihi. Tv’deki bir doğum programından bahsetti ve en çok bebeği sabah kalkmadan önce yatakta yatarken hissedebildiğini söyledi. Haftaiçi sabah kalkmaları bana işkence olduğundan ne kendimi, ne de bebeği görebilecek halde olmuyorum. Ne kadar erken yatarsam yatayım bir türlü uykuya doyamıyorum. Dün sabahakarşı da gene bir tuvalet ziyareti sonucu uyandığımda bir bardak da su içtim yatmadan. Arkadaşım S’nin söyledikleri geldi aklıma dur bakalım dedim içimden bizimki hareket ediyor mu? Dememe kalmadan kıpırtılar, pırpır etmeler, birşeyin yuvarlanma hissi, hafif tekme diyebileceğim titremeler başladı. Ardı arkası kesilmiyordu. Kendi uykumun açıldığı yetmez gibi bir de eşime seslendim. Ben “Ah gene yaptı”, “ Tam şu anda oldu” dedikçe eşim eli karnımda; ama bunları hissedemediğinden ötürü çok kıskanıyor ve üzülüyordu. Sabah karanlığında tekrar uykuya dalmamız bir saati geçmiştir ve tabii saat çalınca da uyanmamak için direndik epey...

Garip ama gerçek ki eşim de benim kadar uyumaya başladı bu hamilelik süresince. Normalde uykuyu seven bendim, sabahları erken kalkardı eşim. Hatta haftasonları da iş günü gibi 7-8’de uyanıp sinir olduk kendimize. Şimdiyse 10’u buluyor uyanmamız haftasonları.

İkinci dönemin en büyük sorunları benim için burun tıkanıklığı ve kanaması, diş fırçalarken dişeti kanaması, karnımın kaşınması ve denge kaybı. Geçen gün içine girmeye çalıştığım bir kotu denerken kendimi yerde buldum. Neyse ki yumuşak bir düşüş oldu. Vücut kilo aldığı için bu denge kaybetme olayı çok görülürmüş. Bu arada şimdiye dek 5-6 kilo aldım; çok mu bilmiyorum açıkçası, neredeyse yarı yoldayız.

Dişçiye gitmeyi de ihmal etmiyorum 2-3 ayda bir. Son 3 aya doğru aldığımız kalsiyumu arttırmamız gerekmiş ekstra bir bardak süt veya bir kase yoğurt ile. Bebeğimiz bizim kemiklerimizden ve dişlerimizden kalsiyumu çekip kendisi kullanacakmış kemiklerini geliştirmek için. Biz de kendimize iyi bakalım da erken yaşta kemik erimesi gibi hastalıklara yakalanmayalım.


* Bu arada ertesi akşam Tv karşısında uzanırken bizimki yine pır dönmeye başladı. Eşim de elini karnıma iyice gömdü ve sessizce beklemeye başladık. Hareketlerini ilk başta farkedemese de bir an geldi gözlerimizi iyice açıp birbirimize baktık. Sonunda o da hissetti ve çok mutlu oldu :)

17 Ocak 2011 Pazartesi

Pıtırtılar...


Daha önceki haftalarda hafif kıpırtılar hissetsem de şu mısır patlaması hissini ilk defa az önce hissettim 17+4’te. Bunlar ilk tepinmeler olmalı. Yaşasın iletişimimiz başlıyor galiba.

Geçen haftaki randevu iyi geçti. Benimle ilgilenecek doğum uzmanı değişik; ama tatlı bir kadın. Tüm sorularıma tek tek, uzun uzun cevap verdi; herşeyin yolunda gittiğini söyledi ve şimdiye dek nasıl baktıysan bebeğine öyle devam et diye tembihledi ayrılırken. İçim rahat çıktım; ama birkaç saat sonra arada bir çıkan uçuklarımın bebeğe bir etkisi olup olmadığını sormayı unuttuğum geldi aklıma. Bir dahakine artık...

Haftasonu kendimi çok iyi hissettim fiziksel olarak. Hatta dün havuza gittim, hafif temizlik yaptım, yemek pişirdim ve uyuya kalmadan bir film bile izledim. Aylardır yapmadığım şeylerdi. Gecenin bir vakti uyandığımda beni bir telaş aldı tabii ki. Kendimi birkaç gündür iyi hissediyordum, eski yorgunluğum yoktu ve bebeğim bir kıpırtı vermiyordu günlerdir. Bunlar benim uykumu kaçırmaya yetti; sabah olur olmaz hemen kalp atışlarını dinledik doppler ile. Keyfim yerine geldi. Az önceki pıtırtılar da işyerinde kıkırdamama neden oldu kendi başıma. Hemen eşimi aradım paylaşmak için bu sevincimi; ama cevap vermedi telefonu. Umarım bu heyecanım zamanla bilindik birşey olmaz da her defasında ilk kez-miş gibi sevinirim.

12 Ocak 2011 Çarşamba

İş Yeri de Duydu!


16+7 bugün; zaman çabuk mu geçiyor ne? Yaklaşık bir haftadır kasıklarım ve karnımın değişik bölgelerindeki ağrılar, ki bazen bıçak saplar gibi keskin, bazen adet ağrısı gibi sürekli ve rahatsız edici, bazen de anlık farkına varmalarda hissedebileceğim kadar hafif ve nazik. Bir de karnımın içi kaşınıyor gibi geliyor, acaba bebişin hareketleri mi onlar?


Haftasonu alışverişe çıkıp kışlık bir palto daha aldım kendime. Bu defa normalin dışında M beden (normali S veya XS idi), arka ve önde de genişlemeye hazır pileleri var ki birkaç ay daha beni idare etsin bu soğuklar geçene dek en azından. Denerken bir bayanla gözgöze geldik eşimin benim karnıma torba sokuşturması sırasında ve karşılıklı gülümsedik. Bir hamilelik taytı daha aldım, sanırım en çok kullandıklarımın başında geliyor ve gelecek. Bir de hamilelikte rahat uyumak için karnı, beli destekleyip yan yatmaya teşvik eden hamile yastığı ki bebek doğduğunda emzirme yastığı olarak kullanılabilen birşey bulduk. Henüz almadım; ama sanırım internetten sipariş vereceğim.


Bugün benim için önemli bir gündü işyerinde ilk kez şirket sahibine konuyu açtım. Öncelikle beklemediğim kadar çok sevindi, ardından eşimle ve yaptığı işle ilgili birkaç soru sordu ve defalarca tebrik etti. Umduğumdan çok daha iyi bir görüşme oldu açıkçası. İş ve işçi sağlığından sorumlu kişiye de haber verdim, böylece ayda bir görüşmelerimiz olacak kendisiyle neler tehlikeli neler değil diye karnım ve bedenim büyüdükçe...


Şimdi tamamiyle bebişime odaklanabilir ve onun içimdeki hareketlerini anlamaya çalışabilirim saatlerce. Yarınki kontrole de birçok soru hazırladım;
-20. hafta bebeğin gelişim ultrasonu nasıl olacak?
-Hissettiğim ağrılar normal mi? İlerleyen günlerde daha farklı ağrılar çıkabilir mi karşıma?
-Yatış pozisyonum nasıl olmalı?
-Bebeğin hareketlerini nasıl daha iyi hissederim?
-Group strep B hakkında bilgi alabilir miyim?
-Kan testlerine göre ekstra vitamine ihtiyacım var mı? Gibi...

5 Ocak 2011 Çarşamba

İlk hediyeler


15 hafta + 6 günlük olduğumuzu anlamadım bile. Zaman çok çabuk geçti tatil süresince. Şimdi tekrardan yavaşlamaya başlar malesef...


Aile üyeleriyle, arkadaşlarla ve onların yoğun ilgisiyle karşılaşınca farkına vardım hamileliğin ve ne de güzel, keyifli birşey olduğunun. Dönerken valizin üçte biri ufaklığa ait hediyelerle doluydu. Daha kendisi ortaya çıkmadan eşyaları yerini almaya başladı.



Benim ona daha çok bağlanmak dışında bir problemim yok. Birkaç gün önce kelebek kanat çırpıyor gibi geldi içimde. Sanırım hareketlerini hissetmeye başlıyorum. Bu arada kızkardeşimin aldığı Intelligender denilen testi yaptık; sonuç erkek çıktı. Yine de henüz eşimle aramızda tutuyoruz bu sonucu ta ki 8 Şubat’ta gözümüzle görene dek. Göbeğim iyice belirginleşti. Annem “Bu en az 4 aylık karnı” dese de ben 3,5 aylıkken.



Dün gece de doğum için gideceğim hastanede erken gebelik/doğum/hamilelikte neler yapmalı ile ilgili bir tanıtıma katıldık. Minicik bebek bezleri bizi havaya iyice soktu.



Uyurken yan yatıp kendimi gene sırtüstü bulmam dışında kayda değer bir sorunum yok. Akıntılarım hala devam ediyor; haftaya tekrar randevumuz var.


* Hiçbir şikayetim yok dedikten bir saat sonra işten dönerken, karnımdan vajinama doğru inen iğne batar gibi acıtan sancılar korku ve endişeye boğdu beni. Eve gelir gelmez uzandım ve eşim gelince doppler'ımızla kalbini dinledik miniğimizin. Gümgüm atması yüzümü güldürdü biraz. Yine de forumlara, kitaplara sarıldım. Ligament pain denilen kasların çekiştirilmesi ile oluşan rahmin genelde sağ kısmında oluşuyor. Bu haftalarda rahim yukarıya doğru çıktığında bu tür çekiştirmeler normalmiş, tabii kanamasız ve dayanılacak gibiyse. Birkaç gün sürdü hafifleyerek kasıklarımda adet ağrısı gibi. Bu arada adet zamanı da bu tür ağrılar görülebilirmiş diye okudum. Hemen hemen adet olacağım zamana da denk geliyor. Bir daha ağrım, sızım, şikayetim yok demeyeceğim :) Batıl oldum gene!!!