21 Mayıs 2012 Pazartesi

Ateşli İshal; Rotavirüs


Kimsenin ve hatta hiç bir bebeğin başına gelmesin bu illet hastalık!

Mart ayının sonunda nereden yakalandıysa bebeşimiz bu illet hastalığa, yakalandı. Bir gün hem de öğle vakti ateşlendi. Ateşi 40 dereceyi bulmuştu. Hiç hali yoktu; hemen ılık duşa girdim ona sarılıp; ama bebeğim başını bile dik tutamıyor sürekli ıh-ıh diye yakınıyordu. Üzerini giydiremeden kollarımda bayıldı. Hemen babasına haberi iletip, ateş düşürücü şurup verdim. Uyandığında yine mutsuz ve halsiz gözlerle etrafına bakınıyordu. Doktora götürdük akşamüzeri. Hastanede keyfi yerine geldi, birkaç kontrol yapılıp üşüttüğüne karar verildi. O gece de ateşi yükseldi; ama şurup vererek rahatlamasını sağlamaya çalışsak da saat başı uyanıp emmek istedi.

Ertesi gün de yemek yemiyor sadece emerek karnını doyuruyordu. Öğleden sonra ishali başladı ve 10 gün boyunca sürdü. Günde 7-8 kez kaka yapıyordu en azından ve her birinde baştan aşağı soyuyor, bazen beline bazen göğsüne dek yıkıyor, tüm giysilerini değiştirmek zorunda kalıyorduk. Sabaha karşı 3'te bile yıkamak zorunda kaldığımız oldu babasıyla birlikte. Artık her kaka sırasında ve sonrasında ağlıyordu ta ki giyinip emene dek. Ben de sık sık emziriyordum; çünkü meyveli yoğurt bile sokmuyordu ağzına ki çok severdi. Sürekli uyumak istiyordu gün içinde. Halsiz ve bitkindi, oyun oynamıyor, kucağımdan inmiyordu.

Bebekli hayatımın en zor günlerini geçiriyordum. Ne uykumuz kalmıştı ne de moralimiz. Ne dışarı çıkabiliyorduk hava almaya, ne de birilerini çağırabiliyorduk evimize. İştahı ve keyfi olmayınca, kaka yüzünden uykuları bölününce iyice mızmız olmuştu canımın içi. Sık sık susuz kalıp kalmadığını kontrol ediyorduk. Emzirmeme rağmen su teklif ediyordum. Kollarına bastırınca hafiften, üç saniyede renginin geri gelip gelmediğine bakıyordum günde birkaç defa. Fontanella da denilen bıngıldağının çöküp çökmediğini takip ediyordum.

Nihayet 7. günde kaka sayısı azalmış, bir kaşık da olsa birşeyler yemişti. Oynamaya da başladı nihayet. O gün öğleden sonra ben halsizleştim. Tuvalete gidince anladım ki bu olay bende de başladı. Kucağımda bebeşim, elimizde kitabı, tuvalette esir olduk uzun bir süre. Çıkar çıkmaz babasına haber verdim. Geldiğinde perişandım. Ne halim vardı kalkmaya ne de şevkim. Bir tek tuvalete koşturabiliyordum. Babasıyla oynadılar birlikte ben uzanırken ya da tuvaletteyken; ama uyumadan önce emmek istedi. Bense bayılmak üzereydim halsizlikten. Neyse ki kolay uyudu ve ben de kendimi attım yatağa hemen. Eşim yemek hazırlamaya girişti; hiç birşey istemiyordum yemeğe dair ve bebişimin neler çektiğini farkediyordum acı bir şekilde de olsa. Kat kat giyinmiş, yorganları örtünmüş, sıcak su torbalarına sarınmış olduğum halde hala tir tir titriyordum. Ateşim 40'ı bulmuştu; eşimin zoruyla biraz yedim ve tüm gece tuvalet ziyaretleri haricinde uyudum. En zoru da bebeğimin uyanması beni istemesi ve benim ya halsizlikten ya da tuvalette hapis olmamdan ötürü ağlamalarına cevap veremeyişim oldu. Babası gidip bakıyor, uyutmaya çalışıyor, bezini değiştiriyordu. Yine de ağlamasını ben yanına gidene dek sürdürüyordu. Birkaç gün bu şekilde geçti malesef. Ben 3 kilo kaybettim, bebeğimse 1 kilo. Ben daha kısa sürede toparlandım; ama bebişimin eski kilosunu yakalaması epey zaman aldı ki 2 ay geçmesine rağmen üzerinden, hala bile eğrisinin altında.

Sonradan öğrendim ki rotavirüs aşısı varmış. Bir geçiren bir daha geçirmez, bağışıklık kazanırmış. Düşmanımın başına gelmesin bu virüs tıpkı diğer virüsler gibi. Bebeklerin hasta olması yeterince üzücü ve yorucu; ama hem annelerin hem bebeklerinin hasta olması daha da bir felaket. Tüm bebeklere ve annelerine bol sağlık!

Resim: http://www.flickr.com/photos/morgantj/4779188460/


9 Mayıs 2012 Çarşamba

10 Aylık Bir Oğlan Çocuğu



Bu son ayda epey gelişti, dillendi oğlumuz... Hastalıkları atlatıp da uyku ve keyfimiz yerine gelince.

* Hayvanlara ki başta kedi ve köpek deli oluyor. Çocuklara da. Hareket eden herşeye aslında :)
* Salla başını deyince sallıyor. 
* Alkışlıyor.
* Bye bye denince el sallıyor. 
* Gel gel deyip eliyle çağırıyor herkesi.
* Babababa-larına aneaneanee-ler eklendi son günlerde. 
* Biz birşey söyledik mi tekrar ediyor edebildiği kadar; at/git diyor, al/ver diyor, hayır deyince anlıyor. 
* El sallayıp ayy diyor gelen geçene canı istedi mi. 
* Çok sosyal bir bebek oldu, herkese seslenip el işaretleri yapıyor, çocuklara ve hayvanlara çığlıklar atıp kucağımdan atlamak istiyor. Başkalarının kucaklarına hemen atlıyor.
* Koltuklara sehpalara tırmanıyor. 
* Henuz ardarda adım atamasa da zorladık mı hareket ediyor. 
* Yatağına koyduk mu hemen dikiliyor parmaklıklarına. Yarım saat kendi başına muhabbet ardından yorulup inemiyor; ya ağlamaya çeviriyor konuşmalarını gidip kurtaralım diye ya da yorulup düşünce ağlıyor. 
* Çok güzel oturuyor poposunu yerleştirip.
* Bebek mamalarına yüzünü çevirip biz ne yersek ondan istiyor, veriyoruz.

Bir bebekten bir çocuğa geçişini hayretle izliyorum, izliyoruz babanla...

Resim kaynağı: http://www.flickr.com/photos/xtfer/131891479/