9 Ekim 2011 Pazar

Bebekli Üçüncü Ayımız


Zaman öyle çabuk geçiyordu ki.

Yolculuklar, uykusuzluklar, alt değiştirmeler, emzirmeler arasında gülen gözler, çığlıklar, birşeyler tutmalar, aaa uuu oo sesleri ve aşılar tabii ki ağlatan. Hem bizi hem onu.

Bebeğim şimdiye dek el-kol, baş-boyun, ayak-bacaklarını sallarken karın üstü koyduğumuz ve beklemediğimiz bir anda yüzüstü döndü. Biraz uzağındaydık aklımız çıktı düşecek diye o saniyelik anda. Seviyoruz seni bıdığım.

Bebek masajı öğrendim. İlk uygularken çıplak olduğu için huzursuz oldu; ama kafasını bacaklarımın arasına sıkıştırıp yüzyüze bakınca rahatladı. İkinci dersten itibaren sevmeye başladı. Bacak ve kollarını tutmak mümkün olmuyor sabit, ayak altından gıdıklanıyor, yüzüne dokunulmasını sevmiyor; ama dairesel göbek hareketini rahatlatıcı, sırt masajını ise eğlendirici bulduğu kesin. Her akşam banyo sonrası kısa ve öz yapıyoruz. En çok sevdiğim yöntem I love you derken bir yandan da göbeği üzerinde yukardan aşağıya önce I yazarken, sonra yukarıdan aşağıya L yazmak ve sonunda sağdan sola ters U yaparak karnını rahatlatmak. Eğitmenin dediğine göre bunu yaparken gaz çıkaran bebekler bile oluyormuş özellikle reflü sorunu olanlara iyi geliyormuş...

Boynundan öpünce kıkırdaması, emerken uzun uzun gözlerimin içine bakması şimdiye dek ona kul köle oluşumun karşılığı. Beni çok mutlu ediyor tepkilerini görmek. Konuşacağı günler gelince ne yaparız bilmem?

Resim kaynağı:http://www.flickr.com/photos/41460120@N04/5067081166/