12 Mayıs 2014 Pazartesi

Huysuz!

Tatildeydik, babası uzaktaydı iş için.

Hastalanmıştı, 40'lara yaklaşan ateşi vardı. Yemek yemedi, nerdeyse 500 gr kaybetti. Sürekli mızmızlandı, sıkıldı, bağırdı ve ağladı.

Oğlumdan bahsediyorum. 34 aylık, 34 aydır bizimle yaşayandan. Sadece 34 ay diye düşününce ne kadar az geliyor kulağa; konuşuyor, yürüyor, koşuyor diye büyük insan muamelesi yapıyoruz bazen. Halbuki daha bizim bebeğimiz...

Hastalığı bana geçti, zaten sürünüyordum, iyice koltuğa yapıştım. Ateş, iştahsızlık, halsizlik ve müthiş bir başağrısı. Hamile olduğumdan ilaç da kullanamadım parasetamol dışında.

Gene mızmızlanıp boş yere ağladığında epey söylendim. Şimdi seni bir güzel pataklayacağım, o zaman ağla boşuna ağlama dedim. O da sinirlendi. Ağladı ağladı. Sonra...

Neden bu kadar çok ağlıyorsun, diye sordum...

Sen neden bir türlü bana burda hep kızıyorsun, dedi. (bir türlü-yü yeni öğrendiğinden her cümlede kullanıyor)

Üzüldüm... Sen çok ağlıyorsun diye olabilir, dedim. Neden ağlıyorsun?

Sen benimle oynamıyorsun diye ağlıyorum, dedi.

Hamile, ateşli hasta ve başı kalkmayan bir insan olarak evet oğlumla oynayacak halim yoktu ne yazık ki. Üzüldüm. Anlaşma yaptık. O ağlamayacağını söyledi, ben de kızmayacağımı ve güzel güzel sorduğundan onunla oynayacağımı söyledim.

Durum daha iyiye gitti, nedeni bu konuşma mı? Kimbilir?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder