24 Mayıs 2015 Pazar

İtiraf

Bu bir itiraf yazısı olsun...

Bebekten önce oğlumla aramda hiçbirşeyin değişmeyeceğini, bebeği emzirip babasına ona buna vereceğimi, ilgimi her daim oğlumda tutacağımı düşünmüştüm. Böyle yapacaktım herkese de söyledim...

Ama ne oldu? Böyle olmadı, olamadı. Bebek çok ihtiyacı olan bir canlı. İlk günler geceler çok ağladı. Bebeğin ihtiyaçları ardından istediğim tek şey uyku idi. Oğlumu odadan gönderip uyudum. Saat 7’de gelse bile ‘Sessiz ol, uyuyoruz’ diyerek odadan gitmesini istedim hem de defalarca. Sabah günaydın demek, öpücük vermek yerine… Hatamı anladım elbet; ama iş işten geçince.

Oğlumun favorisi baba oldu. Benimle yalnız kalınca bir deliriyor, bağırıyor, çılgına dönüyor. Laflar, sessiz tepkiler yeterli olmayınca cezalar veriliyor. Sonra sakinliyor, sakinliyoruz birlikte. Babama söyleme, diyor aramızda geçenleri.

Kendime şaşıyorum. Bebeğe sabrım, genelde %100 iken, oğluma sabrım çok daha az oluyor. Halbuki ikisi de canım. Biri yanımdayken diğerinde kalıyor aklım.

Hakkını yiyorum çoğu kez oğlumun. Sebepli olsa da gereksiz büyütüyorum olanları, tepkilerimi. Bugün farkettim, eskisi kadar çok, bebekten önceki kadar, sarılmıyorum da. Belki büyüdüğünden o da sarılmıyor, bebek olmasa da sarılmayacaktı; ama şimdi nedenini bilemiyorum.

Kreşe gitmediği günler, 10 dakika içim geçecek gibi oluyor emzirirken. Küçük uyuyor, ben de azıcık uyusam diyorum; ama vicdan bu ya uyumak yerine kalkıp büyükle geçiriyorum zamanı. O zaman, kıymetli…

Kendi annemle, kızkardeşimle annemin ilişkisine göre daha uzak ilişkimiz var. Bundan ötürü mü diyorum? Hani bebek gelince ilkiyle yeterince, ya da eskisi kadar ilgilenemedin, sevgini belli edemedin, sevgi verecek-sarılacak vakit bulamadın, sabrın kalmadı, yoruldun. Ondan mı çocuk senden, sen çocuktan azıcık da olsa ayrı düştün?

İşin garibi böyle yapmayacağım diye diye, bile bile aynısını yapıyorum. Evet büyük olan kreşe gidince küçüğe birebir vakit ayırıyorum güzelce. Fakat büyüğe birebir vakit ayıramıyorum. Evet, çünkü ikisi de benim üzerimde. Küçüğü kimseye bırakamıyorum ki… Tıpkı oğlumu da ilk 2 sene kimseye bırakamadığım gibi. Babanne/ananne olunca küçüğü 1-2 saat bırakıp büyükle çıkıyorum dışarı; ama ayda bir bile değil…

İlk canımın içi, aksi, asabi, bağıran, ağlayan huysuz bir çocuk oluyor bazen. Sebebi kardeşi ve biz miyiz? Yoksa yaşı gereği zaten böyle olacak mıydı? Kendimizi suçlamak ve vicdan azabı çekmek mi çözüm yoksa suçu yaşına atmak mı?

Her sabah okula gitmeyeceğim diye kavga bağrış kopuyor evde örneğin. Bu normal mi? Yoksa evde annesini kardeşiyle bırakıyor diye mi derdi? Babası azıcık kıza ilgi gösterince ‘Baba neden benle konuşmuyorsun?’ demek nereden çıkıyor? Kıskançlık gözle görünmese de var.

Küçük o kadar çok ilgi ve vakit çalar oldu ki, büyüğün büyüdüğünü kaçırıyormuşum gibime geliyor bazen. Aslında ikisinin de büyüdüğünü kaçırıyormuşum gibi. Zamanı azıcık yavaşlatabilsek? Ya da hızlandırsak bebek de büyüse, ikisine de vaktimi yarı yarıya verebilsem?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder