11 Ekim 2010 Pazartesi

Beklenen Gün ya da Günler

Son birkaç aydır bugünü yaşamadığımı farkettim. Sürekli bir gün belirleyip o günü bekliyorum. Bu Hücre’den önce başlamıştı ve Hücre’yi kaybetmemle daha da güçlendi. Günler benim için o beklenen güne ulaşmak için çabucak geçmesi gereken bir zaman. Bu da yaşamımı etkilemeye başladı. Sanki bu bekleme günlerinde yaşamıyorum, o beklenen gün veya günler geldiğinde gerçekten yaşıyorum.


Bu beklenen gün genelde yumurtlama zamanım oluyor. Gelsin bir an önce diye sabırsızlanıyorum. Geldiğinde ise, geçecek bir an önce diye telaşlanıyorum. Ondan sonra iki haftalık bekleme başlıyor. Adet kanaması; bu ay gelecek mi gelmeyecek mi diye sabırsızlanmakla ve o günü beklemekle geçiyor diğer günler önemsizlermiş gibi.


Bu, Hücre olmadan önce bebek planlamaları yaparken de böyleydi. “Hadi ne bekliyoruz bebek yapalım” dediğinde eşim, “Öbür ay gelsin, bahar bebeği olsun, şu ay doğsun, bu burç olsun” gibi beklentilerim vardı. Hücre bir sürpriz yaptı ve benim bu umutlu-umutsuz bekleyişlerim suya düştü. Aklım başıma geldi sandım; ama gelmedi. Hala planlama yapıyorum. Bu kez de yılbaşından önce tehlikeli dönem bitsin de ailelere yeni yıl sürprizi olsun derdindeyim.


Hayatımı planlayamaz oldum ne zamandır. Bu beni, benden dolayı eşimi ve tabii ki evliliğimizi etkiler oldu. Şimdilik ciddi bir sorun yaşamadık; ama bu gidişat hayır değil. Bunu aklım başımdayken farkediyorum, ya da yanlışımı anladığımda. Aklımın başında olduğu zamanlar da olmadığı zamanlara göre nadir bu ara...


İş için yurtdışına gidecek olan eşim, “Haydi hazırlan öbür ay şuraya gidiyorum, sen de benimle geliyorsun. Sana da değişiklik olur hem.” dediğinde anında suratımı ekşitip olumsuz nedenleri bir bir sayıyorum. İlk düşüncem de ya hamile kalmışsam ve şu kadar haftalık olursa o zamana düşük tehlikesi çıkarsa uçağa binemem diye devam ediyor taa ki eşim benim onunla seyahat etmeyeceğimi kabullenene dek. Mantıklı bir anımda ise hayatımı daha hamile kalmadan nasıl bir kapalı kutuya çevirdiğimi görüyorum. Hayatımın güzel günleri, güzel yaşları geçiyor ve ben hergünden ayrı zevk almak yerine bir güne odaklanıp onu bekliyorum. Herşeyi kendime yasaklayıp o beklenen güne geri sayıyorum. Tabii ki beklediğim gerçekleşmeyince de umutsuzluk ve hüzün deryasında boğuluyorum birkaç gün. Ve sonra herşey yeniden başlıyor bir döngü halinde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder